Almanya’da seçim sonuçları
Almanya’da, Angela Merkel’in vazife müddetinin akabinde başlayan siyasi belirsizlik devam ederken, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin oluşturduğu koalisyon, görüş ayrılıkları nedeniyle sona erdi. Akabinde, Şansölye Olaf Scholz’un 16 Aralık’ta yapılan itimat oylamasında başarısız olmasının akabinde erken seçim süreci resmen başladı.
Bugün, Almanya’da halk, 21. Federal Meclis (Bundestag) ve yeni Başbakanını belirlemek üzere sandık başına gitti.
OY KULLANMA SONA ERDİ
Yerel saatle 08.00’de (TSİ 10.00) başlayan oy verme süreci, 18.00’de (TSİ 20.00) sona erdi. Seçmenler, 21. devir Federal Meclis için milletvekillerini seçmek üzere oy kullandılar.
İLK SONUÇLAR
Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’nın yayımladığı birinci sandık çıkış anketine nazaran, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Lideri Friedrich Merz’i başbakan adayı gösteren Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri yüzde 29 oy aldı.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Bavyera eyaletinde teşkilatlanmış kardeş parti pozisyonundaki Hristiyan Toplumsal Birlik Partisinden (CSU) oluşan CDU/CSU’nun oy oranı 2021’deki seçimlere nazaran 4,9 puan arttı.
AFD’NİN YÜKSELİŞİ
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi bir evvelki seçimlere nazaran oy oranını 9,1 puan artırarak yüzde 19,5 ile ikinci oldu.
Mevcut Başbakan Olaf Scholz’u yine başbakan adayı gösteren Toplumsal Demokrat Partisinin (SPD) oy oranı bir evvelki seçime nazaran 9,7 puan düştü. SPD, yüzde 16 oy oranıyla üçüncü sırada yer alıyor.
Bu oran bu türlü kalırsa SPD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan genel seçimlerde en düşük oy oranını almış olacak.
Yeşiller Partisinin de 2021’deki seçimlere nazaran oy oranı 1,2 puan düşerek yüzde 13,5’e indi.
FDP VE SPD’DE BÜYÜK DÜŞÜŞ
Başarılı bir seçim kampanyası yürüten Sol Partinin oyları ise bir evvelki seçime nazaran 4,7 puan arttı. Meclise girmesi kesin gözüyle bakılan Sol Parti, sandık çıkış anketine nazaran yüzde 8,5 oy aldı.
Hükümetten ayrılarak ülkede erken genel seçime gidilmesine neden olan Hür Demokrat Parti (FDP) bu seçimlerde SPD ile birlikte büyük kayıp yaşadı.
2021’deki seçimlere nazaran oyu 6,5 puan düşen FDP’nin oy oranı birinci sandık çıkış anketinde yüzde 4,9 olarak görülüyor. Seçim barajının yüzde 5 olduğu ülkede sonuçlar bu biçimde katılaşırsa FDP, az farkla meclis dışında kalacak.
SEÇİME İŞTİRAK ORANI REKOR SEVİYEDE
İlk kere genel seçimlere katılan “Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin” (BSW) Partisi de yüzde 4,7 oy aldı.
FPD ve BSW’nin yüzde 5’lik seçim barajını geçip geçmeyeceği merak ediliyor.
İlk sandık çıkış anketine nazaran Almanya Federal Meclis’te sandalye dağılımı şu formda: CDU/CSU 211, AfD 142, SPD 116, Yeşiller 98, Sol Parti 62
Ayrıca Danimarkalı azınlığın kurduğu ve özel düzenlemeyle seçim barajından muaf tutulan Güney Schleswig Seçmen Birliği (SSW) de 1 milletvekili ile mecliste temsil edilecek.
Öte yandan seçime iştirak oranının yüzde 84 ile 1990’dan bu yana en yüksek seviyeye çıktığı bildirildi.
Bu sonuçlara göre hiçbir parti tek başına iktidar olamıyor.
MERZ’İN PARTİSİ ZAFERİNİ İLAN ETTİ
Seçimin tamamlanmasının ardından Merz’in partisi CDU’dan yapılan açıklamada şöyle dedi:
“Güveniniz için teşekkür ederiz, dayanağınız için teşekkür ederiz! Almanya’daki seçmenler bize açık bir yetki verdi: Ülkemiz için sorumluluk almak ve bir sonraki federal hükümete liderlik etmek. Bu inanç bizim için hem bir teşvik hem de bir yükümlülüktür. Önümüzde büyük vazifeler olduğunu biliyoruz ve bunları alçakgönüllülük, kararlılık ve tüm gücümüzle üstleniyoruz. Sizlerle birlikte Almanya için siyasi değişimi gerçekleştirmek ve ülkemizi ileriye taşımak istiyoruz!”
Merz ise zafer konuşmasında mümkün olan en kısa müddette tesirli bir hükümet kurmak istediğini söyledi.
Merz, CDU genel merkezinde yaptığı konuşmada seçmenlere teşekkür ederek, “2025 Federal Meclis seçimlerini CDU ve CSU yani Birlik partileri olarak kazandık.” dedi.
Seçim sonuçlarını pahalandıran Merz “Şimdi önümüzde duran vazifenin sorumluluğunun ve büyüklüğünün farkındayım. Bunu büyük bir hürmetle karşılıyorum ve kolay olmayacağını biliyorum.” diye konuştu.
“DÜNYA ALMANYA’NIN YİNE EMNİYETLİ BİR BİÇİMDE YÖNETİLDİĞİNİ ANLASIN”
Almanya uzun sürecek bir hükümet kurma sürecini kaldıramayacağını söz eden Merz şunları söyledi:
“Dışarıdaki dünya bizi beklemiyor. dış dünya bizi beklemiyor, uzun koalisyon görüşmeleri ve müzakereler de beklemiyor. Artık süratli bir biçimde hareket kabiliyetimizi tekrar kazanmalıyız ki konutumuzda yanlışsız olanı yapabilelim, Avrupa’da tekrar var olalım ve dünya Almanya’nın tekrar muteber bir halde yönetildiğini anlasın. Birlik (CDU/CSU) bunu savunuyor, biz bunu savunuyoruz ve ben de şahsen bunu savunuyorum.”
Bu seçim kampanyasında Almanya’nın karşı karşıya olduğu iktisat siyaseti, göç, dış ve güvenlik siyaseti ve iç güvenlik mevzuları üzere kıymetli problemlerin tartışılmasının gerekli olduğunu lisana getiren Merz, “Ancak artık birbirimizle konuşacağız ve en değerli şey Almanya’da güzel bir parlamento çoğunluğuyla mümkün olan en kısa müddette hareket edebilecek bir hükümeti yine kurmaktır.” biçiminde konuştu.
ALMANYA’DAKİ SEÇİMİN GALİBİ FRIEDRICH MERZ, ÖNCELİĞİNİN AVRUPA’YI GÜÇLENDİRMEK OLDUĞUNU BELİRTTİ
Almanya seçimlerinde zaferini ilan eden Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz, önceliğinin Avrupa’yı güçlendirmek olacağını böylelikle ABD’den bağımsızlıklarını elde edebileceğini söyledi.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Lideri Merz, ARD televizyonunda öbür Başbakan adaylarıyla yapılan açık oturumda ülkedeki seçim sonucuna ait değerlendirmelerde bulundu.
Friedrich Merz, “Mutlak önceliğim Avrupa’yı güçlendirmek olacak. Böylelikle ABD’den bağımsızlığımızı elde edebiliriz.” dedi.
Kendisi açısından değerli olanın Avrupalıların kendi ortalarında birlikte hareket etmesi olduğunu kaydeden Merz, “Şu anda Avrupa siyasetinin birçok Almanya olmadan gerçekleşiyor. Elbette bunun seçim kampanyası ve bu orta periyotla de ilgisi var. Lakin Avrupa Birliği’nin pek çok başbakanı, devlet ve hükümet lideriyle yakın diyalog halindeyim.” sözlerini kullandı.
“BU BENİM MUTLAK ÖNCELİĞİM”
ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen hafta yaptığı açıklamalardan sonra ABD idarenin, Avrupa’nın yazgısına büyük ölçüde kayıtsız kaldığının açık olduğunu savunan Merz, bu nedenle Haziran sonundaki NATO doruğuna hakikat nasıl ilerleyeceklerini çok merak ettiğini belirterek, “Hala mevcut haliyle NATO’dan bahsediyor olacak mıyız? Ya da çok daha süratli bir halde bağımsız bir Avrupa savunma kabiliyeti oluşturmak zorunda kalmayacak mıyız? Hasebiyle bu benim mutlak önceliğim” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’li iş insanı Elon Musk’ın Almanya’daki seçim kampanyasına yaptığı son müdahalelerin eşsiz bir olay olduğuna dikkati çeken Merz, “Washington’dan gelen müdahaleler, Moskova’dan gördüğümüz müdahalelerden daha az dramatik, sert ve nihayetinde yakışıksız değildi. Münasebetiyle iki taraftan da öylesine büyük bir baskı altındayız ki şu anda benim mutlak önceliğim Avrupa’da bir birlik oluşturmak.” sözlerini kullandı.
UKRAYNA KONUSU
Friedrich Merz Ukrayna’nın kendisini savunması için desteklenmesi konusuna da değinerek, “Bana nazaran bugüne kadar bunu gereğince yapamadık. Aksi takdirde yarın bu savaş üç yıl sürmezdi.” dedi.
Gelecek haftalarda Amerikan hükümetinin Ukrayna savaşına ait tavrının ne olacağından emin olmadığını aktaran Merz, “Son birkaç gündür edindiğim izlenim, Rusya ve Amerika’nın Ukrayna ve Avrupa olmadan ötesinde birbirini bulduğu tarafında. Bu da bizim için son derece kritik bir durum olacak. Bu nedenle Almanya’da mümkün olduğu kadar çabuk harekete geçebilecek bir hükümete muhtaçlığımız var.” diye konuştu.
AFD İLE KOALİSYON KURMAYI REDDETTİ
Tüm Alman halkını temsil eden bir federal hükümet kurmak için çalışacağını lisana getiren Merz Almanya’nın meselelerini çözecek bir federal hükümet kurmaya çalışacağını belirterek, “Bu federal hükümetin nasıl kurulacağını şimdi bilmiyoruz. İki değil yalnızca bir koalisyon ortağımız olmasını istediğim bir sır değil. Fakat Almanya’daki seçmenler kararını verdi ve muhtemelen gece saatlerinde katılaşacak olan bu seçim sonucunu kabul etmek zorundayız.” dedi.
AfD ile bir koalisyonun kelam konusu olmadığını yineleyen Friedrich Merz şöyle devam etti:
“AfD seçmenleri bunu evvelce biliyordu. Yeniden de bu partiye oy verdiler. Artık nasıl bir hükümet kurabileceğimizi görmemiz gerekiyor. Lakin bir sefer daha belirtmek isterim ki, bu lakin akşam sonuçlar katılaştığında aşikâr olacak ve o vakte kadar spekülasyon yapabileceğimizi sanmıyorum. AfD ile çok temel, farklı görüşlerimiz var. Örneğin dış siyasette, güvenlik siyasetinde ve öteki pek çok alanda. Onlar bizim istediğimizin tam aksisini istiyorlar. İşte bu yüzden işbirliği olmayacak.”
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da seçim sonuçlarının SPD için çok acı olduğunu belirterek, “Bu seçimi kaybettik.” dedi.
Scholz seçimlerde yalnızca başbakan adayı olduğuna işaret ederek, “Hükümette öteki bir konum için müracaatta bulunmadığım benim için epeyce açık. Bunu açıkça tabir etmeye devam edeceğim. Benim duruşum budur.” sözünü kullandı. Ayrıyeten öbür bir misyon almayacağını açıkladı.
Scholz ayrıyeten partisinin CDU/CSU ile yapacağı olası bir koalisyon müzakerelerine katılmayacağını da vurguladı.
AFD’DEN “TARİHİ BAŞARI” AÇIKLAMASI
Sandık çıkış anketlerine nazaran oylarını bir evvelki seçime nazaran neredeyse ikiye katlayan AfD’nin başbakan adayı Alice Weidel ise yaptığı birinci açıklamada, “Söylenmesi gereken şey, bu (seçimin) bizim için tarihi bir muvaffakiyet olduğudur. Bu, şimdiye kadar elde ettiğimiz en yeterli sonuç. Son federal seçimlerde kazandığımız oyun iki katına çıkarmayı başardık. Halkın iradesini gerçekleştirmek için elimizi uzatıyoruz. Ülkemiz için siyaset yapmak istiyoruz.” tabirlerine yer verdi.
Weidel kamu yayıncısı ZDF’ye yaptığı açıklamada da, CDU/CSU ile çalışmak istediğini belirterek, “Seçmenlerin iradesi açık, halk mavi-siyah (AfD-CDU/CSU) bir koalisyon istiyor.” dedi.
CDU/CSU’nun SPD ve Yeşiller ile koalisyon kurması halinde seçim vaatlerinin hiçbirini gerçekleştirmesi mümkün olmayacağını tabir eden Weidel, AfD’nin “uzatılmış bir el ile ülkemiz için mantıklı siyasetler üretmeye” hazır olduğunu kaydetti.
Weidel, lakin Friedrich Merz idaresindeki CDU/CSU’nun bu eli tutmasını beklemediğini de belirterek, kendileri yerine trafik ışığı koalisyon hükümeti veya Sol Parti ile devam edilmesi durumunda, AfD’nin gelecek yıllarda Almanya’daki en güçlü siyasi hareket olacağını sav etti.
“ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ YIL İÇİNDE CDU/CSU’YU GEÇECEĞİZ”
Almanya için Alternatif Partisi’nin başbakan adayı olan Alice Weidel ise seçimlerde tarihin en güçlü sonucunu elde ettiklerini söyledi.
12 yıllık bir parti olduklarına dikkati çeken Weidel, “Bu yüzden bu bizim için büyük bir başarı. Bir halk partisi olarak geldik ve stratejik pozisyonumuzu genişletmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Weidel ayrıyeten Almanların siyasi değişim isteğinin ortaya çıktığını hatta bunun AfD ile ortasında bir koalisyon olmasını istediklerini kaydetti.
Alice Weidel ayrıyeten CDU/CSU’nun SPD ve Yeşiller ile dört yıl sürecek istikrarlı bir hükümet kuramayacağını savunarak, “Önümüzdeki birkaç yıl içinde CDU/CSU’yu geçeceğiz.” dedi.
Meclise girip girmeyeceği şimdi netleşmeyen Hür Demokrat Partisi’nin (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner de meclise girememeleri durumunda siyaseti bırakacağını açıkladı.
SCHOLZ YENİLGİYİ KABUL ETTİ
Almanya Başbakanı ve Toplumsal Demokrat Partinin (SPD) başbakan adayı Olaf Scholz, “Bu, Sosyal Demokrat Parti için acı bir seçim sonucudur, birebir vakitte bir seçim mağlubiyetidir.” dedi.
2021’deki bir evvelki seçimde sonucun daha düzgün olduğunu tabir eden Scholz, “Bundan ben de sorumluydum. Bu kere seçim sonucu berbat ve münasebetiyle bu seçim sonucundan ben de sorumluyum.” değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerini ve CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’i tebrik etti.
Demokratik bir ülkede yaşadıklarını ve demokrasiyi savunmak için çaba ettiklerini vurgulayan Scholz, “SPD, bu ülkede öbür hiçbir partiye benzemeyen uzun bir geçmişe sahiptir. Bu nedenle AfD üzere çok sağcı bir partinin bu ülkede bu tıp seçim sonuçları almasının asla kabul edemeyeceğimiz bir şey olduğunu açıkça belirtmek istiyorum. Ben bunu asla kabul etmeyeceğim.” dedi.
ALMANYA’DA BİRİNCİ SONUÇLARA NAZARAN CDU/CSU-SPD KOALİSYONU İHTİMALİ ÖNE ÇIKIYOR
Almanya’da sandık çıkış anketleri ve birinci sonuçların ortaya çıkardığı tabloya nazaran seçimin galibi Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) ortasında koalisyon hükümeti ihtimali öne çıkıyor.
Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’nin sandık çıkış anketi ve birinci sonuçlara dayalı olarak yayınladığı datalarına nazaran CDU/CSU genel seçimlerde oyların yüzde 28,6’sını alarak birinci sırada bulunuyor.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Bavyera eyaletinde teşkilatlanmış kardeş parti pozisyonundaki Hristiyan Toplumsal Birlik Partisinden (CSU) oluşan CDU/CSU böylece 2021’de yapılan seçimlere nazaran oylarını 4,4 puan artırdı.
Aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisi bir evvelki seçimlere nazaran oy oranını 10 puan artırarak yüzde 20,4 ile ikinci sırada yer alıyor.
SPD ise yüzde 16,3’lük oy oranıyla ile üçüncü sırada bulunuyor. SPD 3,5 yıl evvel yapılan seçimlere nazaran 9,4 puan oy kaybetti.
Bu oran bu türlü kalırsa SPD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan genel seçimlerde en düşük oy oranını almış olacak.
Yeşiller Partisi ise 4 yıl evvelki seçimlere nazaran 2,4 puan kayıpla yüzde 12,3’e geriledi.
Başarılı bir seçim kampanyası yürüten Sol Partinin oyları ise bir evvelki seçime nazaran 3,6 puan arttı. Meclise girmesi kesin olan Sol Parti yüzde 8,5 oy oranını yakaladı.
Hükümetten ayrılarak ülkede erken genel seçime gidilmesine neden olan Hür Demokrat Parti (FDP) bu seçimlerde SPD ile birlikte büyük kayıp yaşadı.
2021’deki seçimlere nazaran oyu 6,7 puan düşen FDP’nin oy oranı birinci sandık çıkış anketinde yüzde 4,7 olarak görülüyor. Seçim barajının yüzde 5 olduğu ülkede sonuçlar bu halde katılaşırsa FDP, az farkla meclis dışında kalacak.
İlk defa genel seçimlere katılan “Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin” (BSW) Partisi de yüzde 4,9 oy aldı.
FPD ve BSW’nin yüzde 5’lik seçim barajını geçip geçmeyeceği merak ediliyor.
Sandık çıkış anketine nazaran Almanya Federal Meclis’te sandalye dağılımı şu formda: CDU/CSU 209, AfD 149, SPD 119, Yeşiller 90, Sol Parti 62
Ayrıca Danimarkalı azınlığın kurduğu ve özel düzenlemeyle seçim barajından muaf tutulan Güney Schleswig Seçmen Birliği (SSW) de 1 milletvekili ile mecliste temsil edilecek.
Bu sonuçlara göre hiçbir parti tek başına iktidar olamıyor.
KOALİSYON SENARYOLARI
Almanya’da Federal Meclis’te çoğunluk sağlanması için en az 316 milletvekilini bulmak gerekiyor.
Sandık çıkış anketinde şu anda FDP ve BSW’nin meclise giremeyeceği görülüyor. CDU/CDU lideri Friedrich Merz, AfD ile katiyetle koalisyon hükümeti kurmak istemediğini açıklaması nedeniyle CDU/CSU-AfD koalisyonu mümkün görünmüyor.
Bu durumda toplam 328 milletvekiline ulaşan CDU/CSU ve SPD ortasında bir koalisyon hükümetinin kurulması en güçlü ihtimal.
FDP yahut BSW’nin yahut ikisinin meclise girmesi durumunda CDU/CDU-SPD’nin toplam milletvekili sayısı 294’e düşüyor ve mecliste çoğunluk için yetmiyor.
Bu durumda 3’lü koalisyon seçenekleri gündeme gelebilir.
Buna nazaran toplam 374 milletvekiline ulaşan CDU/CSU-SPD-Yeşiller yahut toplam 327 milletvekili sayısına ulaşan CDU/CSU-SPD-FDP koalisyon hükümetlerinin kurulmasından kelam edilebilir.
CDU/CSU-SPD -Yeşiller koalisyonu renklerinden ötürü “Jamaika koalisyonu”, CDU/CSU-SPD-FDP ortasındaki koalisyona da “Almanya koalisyonu” olarak isimlendiriliyor.
Koalisyon seçenekleri için hangi partilerin yüzde 5’lik seçim barajını aşacağını görmek gerekiyor.
ALMANYA’DA SEÇİM ZAFERİNİ İLAN EDEN FRIEDRICH MERZ’İ GÜÇLÜ KOALİSYON PAZARLIKLARI BEKLİYOR
Almanya’da düzenlenen erken genel seçimlerde birinci sıraya yerleşen Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) başbakan adayı Friedrich Merz, ülkenin ekonomik ve siyasi krizlerle karşı karşıya olduğu bir devirde idarenin başına geçmeye hazırlanıyor.
Adaylar ortasında en yaşlısı olan 69 yaşındaki Merz, uzun devir partisinde siyasi faaliyetler içinde olmasına karşın başbakanlık, bakanlık ve belediye başkanlığı deneyimi bulunmuyor.
1955’te Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin Brilon kentinde doğan evli ve 3 çocuk babası Merz, hukuk eğitimi aldıktan sonra yargıç ve avukat olarak çalıştı.
Ardından siyasete atılan Merz, 1989-1994 yıllarında Avrupa Parlamentosunda, 1994-2009 periyodunda de Federal Mecliste milletvekilliği yaptı.
CDU/CSU KARİYERİ
2000-2002 yıllarında CDU/CSU Federal Meclis Kümesi Başkanlığını yürüten Merz, dönemin CDU Genel Başkanı Angela Merkel’in bu misyonu de üstlenmek istemesinin akabinde Küme Başkanlığından ayrılmak zorunda kaldı. Bu periyottan sonra Merkel ve Merz birbirine karşı derin hoşnutsuzluk duydu.
Milletvekilliğini 2009 yılında bırakmasından sonra siyasi sahneden kaybolan Merz, çeşitli şirketler için çalıştı, avukatlık ve lobicilik yaptı.
Daha sonra siyasete dönmeye karar veren Merz, 2018 ve 2019’da CDU genel başkanlığı için aday olmasına karşın delegelenlerden destek alamayınca 2 seçimi de kaybetti.
Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerde yine milletvekili seçilen Merz, Ocak 2022’de üçüncü sefer girdiği yarışta CDU Genel Başkanı seçildi.
“MERKEL’İN MUHALİFİ”
Eski Başbakan Angela Merkel’e karşı parti içi muhalefetin başını çeken Merz, Merkel’in göç konusunda ve Kovid-19 salgınında izlediği siyasetlerin CDU seçmeninin bir kısmını, AfD’nin kollarına attığını savundu.
“Merkel’in muhalifi” olarak anılan Merz, Merkel’in toplumsal liberal siyasetleriyle CDU’nun sola kaydığını tez etti.
Merz, CDU’nun büyük kısmını gerisine alarak ve CDU’nun Bavyera’daki kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi Genel Lideri Markus Söder ile de anlaşarak, CDU/CSU’nun başbakan adayı olarak gösterildi.
Seçim kampanyasında öncelikle iktisat bahislerine yük vererek puan kazanmayı isteyen Merz, son olarak göç siyasetine öncelik vermeye başladı.
Özellikle bayan ve genç seçmenler ortasında popülaritesi düşük bir siyasetçi olduğu belirtilen Merz, son haftalarda CDU/CSU’nun göç siyasetlerinin sıkılaştırılması için verdiği önergenin, AfD sayesinde meclisten geçirilmesi nedeniyle sert tenkitlerle karşılaştı.
ZORLU KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNE LİDERLİK EDECEK
Almanya’da yapılan genel seçimde birinci sandık çıkış anketine nazaran, CDU/CSU yüzde 29 oy oranıyla birinci çıkarken, çok sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi bir evvelki seçimlere nazaran oy oranını 9,1 puan artırarak yüzde 19,5 ile ikinci oldu.
Böylece daha evvel hiçbir devlet kademesinde vazife almamış olan Merz, ülkenin son yılların en büyük ekonomik ve siyasi krizleriyle karşı karşıya olduğu ve Avrupa’nın ABD’nin yeni idaresiyle tansiyonlar yaşandığı bir devirde Almanya’nın dizginlerini ele almaya hazırlanıyor.
Öte yandan Merz’in başbakanlık misyonuna başlayabilmesi için uzun sürmesi beklenen şiddetli koalisyon görüşmelerinde öbür partileri ikna etmesi gerekecek.
UKRAYNA’YA GÜÇLÜ DESTEK
Ukrayna’nın “toprak bütünlüğüne” açık takviyesini bildiren Merz, başta uzun menzilli Taurus füzelerinin sevkiyatları dahil olmak üzere Kiev’e askeri ve mali yardımın güçlü bir biçimde sürmesi gerektiğini savunuyor.
Merz, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın sona ermesi için ise “ABD tesirinden bağımsız, Avrupa liderliğinde bir barış planı” fikrini destekliyor.
14-16 Şubat’ta düzenlenen 61. Münih Güvenlik Konferansındaki konuşmasında Merz, Ukrayna ve Avrupa ülkelerinin savaşla ilgili her türlü görüşmeye dahil edilmesinin gerekliliğini vurgulayarak ABD ve Rusya’nın Ukrayna ve Avrupa olmadan masaya oturmasının “kesinlikle kabul edilemez olduğunu” ifade etmişti.
Merz, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna ile ilgili son açıklamalarını “şok edici ve Rus telaffuzlarını yansıtan ifadeler” olarak nitelendirerek, Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky’i “diktatör” olarak nitelendirmesini eleştirmişti.
ALMANYA’DA SEÇİMLERDEN İKİNCİ ÇIKAN AFD’NİN ADAYI WEIDEL, HRİSTİYAN DEMOKRATLARLA KOALİSYON İSTİYOR
Almanya’daki genel seçimde ikinci sıraya yerleşen çok sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin adayı Alice Weidel, birinci sırayı alan Hristiyan Demokrat CDU/CSU ittifakıyla koalisyon hükümeti kurmak istiyor.
Almanya’da son yıllarda “aşırı sağ popülizmin yüzü” olarak görülen 46 yaşındaki Alice Weidel, 1979’da Güterloh kentinde doğdu.
AfD kurulduktan 8 ay sonra Ekim 2013’te partiye üye olan Weidel, 2017’deki genel seçimlerde birinci kere federal milletvekili oldu.
Weidel 2017’den beri AfD Meclis Kümesi eş başkanlığını, 2022’den bu yana da Tino Chrupalla ile partinin eş başkanlığını yürütüyor.
Partisinin birinci başbakan adayı olan Weidel, Bayreuth Üniversitesi’nde iktisat ve işletme eğitimi gördü, çeşitli büyük şirketler için çalıştı, doktorasını da Çin emeklilik sisteminin geleceği üzerinde yazdı.
AfD’nin “güçlü kadını” olarak da nitelendirilen Weidel, bilhassa göçmen aksisi telaffuzuyla dikkat çekiyor.
DEDESİNİN HİTLER İLE BAĞLARI ORTAYA ÇIKTI
Eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’i örnek alan Weidel’in dedesi Hans Weidel’in Nazi Almanyası’nda Schutzstaffel (SS) ismi verilen paramiliter oluşumun üyesi olduğu ve Hitler devrinde askeri yargıç olarak misyon yaptığı ortaya çıktı.
Öte yandan, Weidel dedesiyle hiçbir teması olmadığını ve geçmişi hakkında hiçbir şey bilmediğini söz etti.
Weidel, 9 Ocak’ta, ABD’li iş insanı Elon Musk’ın sahibi olduğu X toplumsal medya platformu üzerinden canlı yayın yapmış ve buradaki açıklamaları tenkitleri oklarının amacı olmuştu.
ÖZEL HAYATI DİKKAT ÇEKİYOR
Weidel, Sri Lankalı sinema imalcisi Sarah Bossard ile eşcinsel bağ yaşıyor ve hem Almanya’da hem de İsviçre’de konutu bulunuyor.
AfD, eşcinsel evliliklere ve eşcinsel çiftler için evlat edinme haklarına karşı çıkmak da dahil olmak üzere muhafazakar görüşleriyle bilinmesine karşın Weidel, Bossard ile iki evlatlık çocuk yetiştiriyor.
Geleneksel aile kıymetlerini savunmasıyla bilinen AfD’nin adayı olan Weidel’in özel hayatının partinin kıymetleriyle çatıştığına ait tartışmalar sık sık gündeme gelse de Alman siyasetçi rastgele bir çatışma olmadığını savunuyor.
RUSYA’YA YAPTIRIMLARI ELEŞTİRİYOR
Almanya’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarını eleştiren Weidel, bu yaptırımların ne Rusya’ya ne de Ukrayna’ya yarar sağlamadığını yalnızca ülke iktisadına ziyan verdiğini öne sürüyor.
Weidel, Ukrayna’da devam eden savaşın “Almanya’yı ilgilendirmediğini” belirterek ülkenin Ukrayna ile Rusya ortasındaki “toprak anlaşmazlıklarına” müdahale etmemesi ve “taraf tutmaktan kaçınması” gerektiğine inanıyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sona erdirecek muhtemel barış müzakerelerinin “önemli olduğunu” tabir eden Weidel, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış görüşmelerini kolaylaştırma uğraşlarını destekliyor.
AŞIRI SAĞ SEÇİMLERDEN İKİNCİ ÇIKTI
Almanya’da yapılan genel seçimde birinci sonuçlara nazaran, aşırı sağcı AfD partisi bir evvelki seçimlere nazaran oy oranını kayda kıymet oranda artırarak yüzde 20 ile ikinci oldu.
AfD’nin bir evvelki seçime nazaran oylarını neredeyse ikiye katlaması dikkat çekerken, Weidel seçim sonucunu “tarihi bir başarı” olarak nitelendirdi.
Weidel, “Bu, şimdiye kadar elde ettiğimiz en düzgün sonuç. Son federal seçimlerde kazandığımız oyun iki katına çıkarmayı başardık. Halkın iradesini gerçekleştirmek için elimizi uzatıyoruz.” tabirini kullandı.
KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNDE YER ALMAK İSTİYOR
Seçim sonuçlarının seçmenlerin AfD-CDU/CSU koalisyonunu istediğini gösterdiğini lisana getiren Weidel, CDU/CSU’nun SPD ve Yeşiller ile koalisyon kurması halinde seçim vaatlerinin hiçbirini gerçekleştirmesi mümkün olmayacağını savundu.
Weidel, lakin Friedrich Merz idaresindeki CDU/CSU’nun bu eli tutmasını beklemediğini de belirterek, kendileri yerine trafik ışığı koalisyon hükümeti veya Sol Parti ile devam edilmesi durumunda, AfD’nin gelecek yıllarda Almanya’daki en güçlü siyasi hareket olacağını argüman etti.
Siyasi analistler de Weidel’in koalisyon hükümetinde yer almasını mümkün görmezken, AfD’nin ana muhalefet olmasını bekliyor.
ALMANYA’DA TÜRK TOPLUMU, GENEL SEÇİMLERİ YAKINDAN TAKİP ETTİ
Almanya’da yapılan genel seçimler, ülkede yaşayan Türk toplumu tarafından yakından takip edildi.
Ülkede ikili vatandaşlığı olan Türklerin, seçimlere geçen yıllara nazaran daha fazla ilgi gösterdiği belirtildi.
Almanya Türk Toplumu (TGD) Eş Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türklerin bu seçime epey ağır iştirak gösterdiği bilgisini aldıklarını söyledi.
Sonuçların Almanya’daki siyasi istikrarları büsbütün değiştirdiğini lisana getiren Sofuoğlu, şöyle devam etti:
“Seçime iştirak epey fazla, yüzde 84 dolayında. Almanya üzere bir ülkede, seçim yorgunu bir ülkede bu iştirak kıymetli. Bu natürel gerek çok sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin gerek öteki partilerin seçmenleri mobilize etmede başarılı olduğunu gösteriyor. Bu parti iktidarda olmasa da başka partiler onunla koalisyon kurmayacaklarını söyleseler de maalesef o parti, siyaseti, şu anda merkezin siyasetini işgal etmiş durumda.”
Türkleri yakından ilgilendiren ve geçen yıl getirilen ikili vatandaşlık hakkının geleceği hakkında değerlendirmede bulunan Sofuoğlu, şunları kaydetti:
“Eğer büyük koalisyon fikri olmamış olsaydı ikili vatandaşlık konusunda tehlike çanları çalıyor diyebilirdik. Yalnız şu andaki duruma nazaran Toplumsal Demokrat Partinin olmadığı bir koalisyonun olması mümkün değil. Sosyal Demokrat Partinin başkanı, en son konuştuğumuzda, bu vatandaşlık yasasının ve bununla birlikte ikili vatandaşlık yasasının kendileri açısından onur verici bir değişiklik olduğunu söylemişti. Yeni yapılacak koalisyonda Hristiyan Demokratlar ile koalisyon yaparlarsa, ben bu hususta çok fazla geri adım atacaklarını düşünmüyorum. İkili vatandaşlık geri alınmaz. O yasa tahminen değişmez ancak tahminen Alman vatandaşlığına geçişte kimi zorluklarla karşılaşabiliriz. Kimi uygulamada zorluklar olabilir.”
Seçime iştirak konusunda Türklere yönelik büyük bir kampanya yaptıklarını aktaran Sofuoğlu, “Arkadaşlarla, seçim bölgesindeki arkadaşlarla daima irtibat halindeydik ve Türklerin bu seçime epey ağır bir halde katıldığı bilgileri geldi. Bu da bizim açımızdan sevindirici. Türklerin buradaki politik yaşama katılıyor olmaları, o iştiraki gerçekleştiriyor olmaları bizim için hakikaten sevindirici.” halinde konuştu.
KAPSAYICI VE EŞİTLİKÇİ SİYASETLER GELİŞTİRMESİNİN ÖNEMİ VURGULANDI
Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Genel Lideri Kenan Hasan Aslan şöyle dedi:
“23 Şubat 2025 tarihinde Almanya’da gerçekleştirilen federal seçimler, ülkenin siyasi görünümünde değerli değişikliklere işaret etmektedir. Seçim sonuçları, klasik partilerin güç kaybını ve çok sağın yükselişini göstermektedir. Seçim sonuçları, hiçbir partinin tek başına hükümet kurmak için kâfi çoğunluğa sahip olmadığını göstermektedir. Bu nedenle, koalisyon hükümeti kurulması kaçınılmazdır.”
AfD’nin oylarındaki bu artışın, bilhassa göçmen kökenli topluluklar ortasında kaygılara yol açtığını vurgulayan Aslan, şu değerlendirmede bulundu:
“Partinin göç ve İslam zıddı siyasetleri, bu kesitlerde ayrımcılık ve yabancı düşmanlığının artabileceği korkusunu doğurmaktadır. Bu nedenle, yeni hükümetin kapsayıcı ve eşitlikçi siyasetler geliştirmesi büyük kıymet taşımaktadır. Almanya’daki bu kritik seçimler, ülkenin siyasi ve toplumsal dinamiklerinde kıymetli değişikliklere işaret etmektedir. Yeni hükümetin, toplumun tüm bölümlerinin hak ve özgürlüklerini koruyacak, adil ve kapsayıcı siyasetler geliştirmesini temenni ediyoruz. Barış, müsamaha ve birlikte yaşama kültürünü destekleyen her adımı teşvik etmeye ve bu doğrultuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”
ALMANYA KADAR AVRUPA İÇİN DE ÖNEMLİ
İslam Toplumu Ulusal Görüş Teşkilatı (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, Almanya’daki bu seçimlerin Avrupa’nın geleceği için de kıymet taşıdığını söyledi.
Mete şunları dedi:
“Almanya’da gerçekleşen seçimler, milletlerarası çatışmalardan, savaşlardan, insan hakları ihlallerine, sağcı popülist siyaset ve lisanın normalleşmesinden giderek zorlaşan ömür şartlarına kadar çok şiddetli bir devirde yapıldı. Tüm yaşanan gelişmeler, insanların devlete ve siyasete olan itimadını, daha âlâ bir geleceğe, adalete ve üniversal insan haklarına olan inancı üzere pek çok şeyi son yıllarda önemli formda zedeledi.”
Böylesi kritik bir devirde Avrupa’nın geleceği için de ehemmiyet taşıyan Almanya Federal Meclis Seçimleri sonucunda muvaffakiyet elde eden demokratik partilerin büyük sorumlulukları olduğunu tabir eden Mete, “Yeni hükümetin, toplumsal birlik, ekonomik refah, milletlerarası barış ve huzur tarafında başarılı çalışmalar yapmasını temenni ediyoruz. Ayrıyeten tüm vatandaşların özellikle göçmen kökenli insanların ve Müslümanların itimadını tekrar kazanacak adımlar atmalarını bekliyoruz. Seçim sonuçlarının Almanya ve Avrupa için güzel olmasını dileriz.” diye konuştu.
“İNSANLARI SANDIĞA GİTMELERİ İÇİN TEŞVİK ETTİK”
Köln Malatyalılar Derneği Başkanı Hidayet Yiğit de “Bugün yapılan genel seçimlerde Alman vatandaşı olan buradaki vatandaşlarımız oylarını kullandılar. Biz de oylarımızı kullandık. Hatta etrafımızdaki insanları oylarını kullanması için aradık ve sandığa gitmeleri için teşvik ettik.” dedi.
Almanya’da son devirlerde çok sağcı partilerin oylarındaki artışın kendilerini endişelendirdiğini belirten Yiğit şöyle dedi:
“Buna karşı bizlerin de mutlak demokratik hakkımız olan, oy kullanma hakkımızı kullanmamız gerekiyordu. Bugün de onu yaptık. İnşallah sonuçlar hem içinde yaşadığımız ülkeye iyi olur hem de burada yaşayan yabancılar açısından da olumlu sonuçlar çıkar. İleride her şeyin daha hoş olması için buradaki Türk toplumuna, yaşadığımız ülkenin siyasetine daha hassas olup, iştirak göstermelerini tavsiye ediyorum.”
