Adana’da eşi ve oğlunu öldüren kocanın cezası kesinleşti
Adana’dan Çukurova’nın ilçesinde 19 Ağustos 2023 tarihinde, fecî bir cinayet meydana geldi.
Cem Suna ile eşi Deniz ve oğlu Alperen ortasında çıkan tartışmada kan döküldü.
Cem Suna, mutfaktan aldığı bıçakla eşini 39 yerinden, oğlunu da 49 yerinden bıçakladı.
Komşuların ihbarı üzerine bölgeye polis ve sıhhat grupları sevk edildi.
Eve giren gruplar, aileyi yerde kanlar içinde buldu.
Sağlık gruplarınca yapılan denetimde, Deniz Suna ile oğlunun olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Yaralı Cem Suna ise hastaneye kaldırıldı.
2 SEFER AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Hastanedeki tedavisinin akabinde tutuklanan Cem Suna hakkında Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Nitelikli taammüden öldürme’ cürmünden açılan davada mahkeme heyeti, tutuklu sanık Cem Suna’yı, eşini ve oğlunu öldürmekten 2 sefer ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına mahkum edip, tutukluluğunun devamına karar verdi.
Yapılan yargılama ve incelemenin akabinde mahkeme, gerekçeli kararını yazdı. Gerekçeli kararda, ihbar üzerine gidilen konutun panjur kapısının kapalı ve kapı girişinde kan izleri olduğu, meskenin içerisine girildiğinde Cem Suna, Deniz Suna ve Alperen Suna’nın yerde yatar vaziyette olduklarının görüldüğü, Cem Suna’nın yaralı olduğu, Deniz Suna ile Alperen Suna’nın ise olay yerinde vefat ettiği, yerde iki adet bıçak bulunduğu, ikamette taraflarla birlikte yaşayan köpeğin de olay sırasında balkona çıkarılıp kapısının kapatıldığı tabir edildi.
“YABANCI KİMSE YOK”
Olayın yaşandığı apartmanın girişinde bulunan kamera kayıtlarının incelendiğine dair tutulan tutanakta, olayın meydana geldiği binaya girişin tek olduğu, farklı bir girişin bulunmadığı, olay saatine kadar apartmana giren şahısların bina sakinleri olduğu, yabancı bir şahsın giriş çıkış yapmadığı yer aldı.
Ayrıca Adana Polis Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan uzman incelemesi sonucunda olay yerinden alınan bıçaklar, bıçaklar üzerinde bulunan örnekler ile ikamet içerisinden alınan örnekler üzerinde yapılan incelemelerde sanık ile öldürülen anne-oğul dışında üçüncü bir şahsa ilişkin rastgele bir parmak izi ile DNA profili tespit edilemediği belirtildi.
Olay günü ailesiyle birlikte vakit geçirdikten sonra uyuduğunu söyleyen ve gözünü hastanede açtığını argüman eden sanığın, olay anına dair bir şey hatırlamadığını söylediğinin yer aldığı gerekçeli kararda, sanık avukatının sanığın akıl sıhhatinin yerinde olup olmadığına dair rapor alınması talebinin mahkemece yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu kıymetlendirilerek ret edildiği belirtildi.
CEZA İNDİRİMİ UYGULANMADI
Otopsi raporları, kolluk tutanakları, olay yeri inceleme raporları ve tüm belge tümüyle ele alındığında; sanığın, tespit edilemeyen bir sebepten ötürü oğlunu ve eşini çok sayıda bıçak darbesiyle öldürdüğü mahkemece kabul edildi. Sanığın kabahatten sonraki davranışlarında da pişmanlık duymadığının, bu nedenle de sanığın cezasında indirim yapılmaksızın ‘nitelikli taammüden öldürme’ hatasından ceza aldığının belirtildiği gerekçeli kararda, şu sözlere yer verildi;
‘Sanığın aksiyonunu yalnızca eziyete neden olacak halde uzun bir vakit dilimine yayıp yaymadığının anlaşılamadığı, maktullerin bedeninde çok sayıda kesici alet yarası olmuş olsa da tek başına canavarca hisle yahut eziyet çektirerek taammüden öldürme hatasının delili sayılamayacak oluşu ve sanığın canavarca hisle yahut eziyet çektirerek öldürme emeliyle hareket ettiğini gösterir olgunun olmadığı değerlendirildiğinde sanık hakkında maktullere karşı aksiyonlarına ait şartları oluşmadığından TCK’nın 82/1-b unsurunun uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Sonuç itibariyle sanığın eşi olan Deniz Suna’ya karşı hareketi nedeniyle TCK’nın 82/1-d,f unsuru mucibince ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın oğlu olan Alperen Suna’ya karşı aksiyonu nedeniyle TCK’nın 82/1-d,e hususu yeterince ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın kabahatten sonraki davranışları, pişmanlık duyduğuna dair belgeye yansıyan davranışları bulunmadığından sanık hakkında TCK’nın 62 hususunun uygulanmasına yer olmadığına karar verilmekle mütalaaya uygun, oy birliğiyle karar kurulmuştur.
